top of page

DIASPORA ALBUM MANIFESTO

  • Spotify
  • Instagram
A PRIORI

 

 

 

YaÅŸamın döngüsü ve doÄŸumla baÅŸlar her ÅŸey, karanlıktan aydınlığa gittiÄŸi görünen bir tünelin içinde. Varlıkla yokluk arasında salınan bir bedenin dans eden gölgesi olmak için var olur tüm aydınlık ve karanlık. Sürekli parlayıp sönen ışık hüzmeleri birbirine karışıp bir bütünü oluÅŸturur. Ancak bu kısa süren yanıp sönme anlarında, ışık huzmeleri yeterince aydınlığa ulaÅŸamazlar. Karanlık sonu gelmeyen bir arayışın içinde yol alır. Zaman, mili saniyelerin bile ölçülemez hızıyla geçip giderken, varoluÅŸun bu kaotik dansı bir defa göz açıp kapayana dek kaybolur. Tıpkı insanın kendine ait olanda aradığı anlam ve anlık bir soluk gibi. Sonsuz bir umutla varoluÅŸun çaresizliÄŸi için baÅŸlayan bir yolculuk A Priori, diasporanın baÅŸlangıcı.

SEQUENCE PT.1

 

 

 

YolculuÄŸun ilk adımı, tüm arayışın baÅŸlangıcı. DuraÄŸan ama bir o kadarda meraklı bir rüya. KeÅŸfin en gizemli bilmecelerinde saklı duran bir arayış. Kapalı bir kutunun içindeki en aydınlık noktayı arıyor aidiyet. Tıpkı bir mücevherin en parlak yüzeyi gibi parlayıp durur zihin içinde. Belki asırlar sürecek bir arayışın derinliklerinde beslediÄŸi bir umut, hep kök salmaya devam eder. Ä°nsanlığın en karanlık labirentlerinde, zihinlerin en derinliklerinde kaybolmuÅŸ bir hazine gibi arayışını sürdürür. Her adımda biraz daha derinleÅŸir. Belki de bu arayışın sonu yoktur. Çünkü bilinmezin büyüsü, insanlığın ruhunda sonsuz bir keÅŸif arzusu yaratır. Sabır en gerekli arkadaÅŸtır burada ama belirsizlik sisli perdesiyle sarar tüm bedenleri. Ancak bu perde, arayışı gerçek olan keÅŸfin gücüyle aralanmaya baÅŸlar. Bir kalıp halinde duran o kaskatı bilinmezlik kendini kalıbından sökmeye baÅŸladığında form deÄŸiÅŸtirir. Ve kendiliÄŸinden gün yüzüne çıkar. Böylece artık biliyor olmak da bilinmezliÄŸin bir parçasıdır. Belki de asıl gizem, bu sonsuz arayışın kendisindedir. Sequence Pt.1 bu arayışın en gizemli noktasıdır. BaÅŸlangıcın hemen ötesinde, baÅŸlamanın gölgesiyle yol alır. Sequence Part 2’nin rüyası A Priori’nin gölgesi.

SEQUENCE PT.2

 

 

 

Gizem, sadece bulunacak bir nesne veya cevap olarak deÄŸil aynı zamanda arayış sürecinin kendisinde gizlidir. Gizemin katmanları birer birer çözülürken, her yeni keÅŸif bir öncekinin anlamını daha da derinleÅŸtirir. Ä°nsan, bilinmeyenin büyüsü ile beslenirken, asıl olan arayışın kendisinde gizlenen anlamları keÅŸfetmenin yolculuÄŸunda olmaktır. Belirsizlik bir örtü gibi saklar her sabah doÄŸacak olan güneÅŸi. Perdenin arkasındaki sisi kaldırabildiÄŸinde gerçeklik ortaya çıkıp parlamaya baÅŸlar. Her bulanıklık kendisinden daha parlak olanı saklar. Sabahın ilk ışıkları, bulanık perdeleri delip gerçeÄŸi ortaya çıkarmaya baÅŸladığında, dünya kendi büyüsünü sergilemeye baÅŸlar.  Bu aÅŸamada, arayışın kendisi bir sanat haline gelir. Her adım ve her bakış birer fırça darbesi gibi bilinmezliÄŸin tuvaline iÅŸlenir. Bulanıklığın ömrü kendi parıltısı üstünde hayat bulacak kadardır ve her kaybolan parlaklık bulunmak için bir sisin ardına saklanır. Bu sis, belirsizliÄŸin tülüdür ardında neler olduÄŸunu bilmezsin, fakat her adımda bu tül biraz daha aralanır.  Buna saplanmak da bir bulanık olma halidir ve yüzeyde parlamaz. Her arayışsa, içinde bir umut barındırır. Umut bulanıklığın ötesindeki berraklığı bulmak için yankısında güç veren bir ışığa tutunur. Çıkılmaz bir çemberin içinde yaptığın bir koÅŸu gibi. Her adımında yeni bir kapı aralanır, her kapının ardında baÅŸka bir labirent paradoksu vardır. Zihnin en karanlık köÅŸelerinde dolaşırken, her adımın yankısı derinlerde kaybolur ve ardından yeni bir yankıyla geri döner. Her dönüÅŸ, seni bilinmezliÄŸin içine, daha da derinlerine çeker. Fakat ilerledikçe ışık artar, biraz daha aydınlanırsın. Bu arayışın büyüsü, asla sona ermeyen bir keÅŸif yolculuÄŸudur her adımda yeni bir dünya, her dönüÅŸte yeni bir evren keÅŸfedersin. Arayışının her anı, bir rüyanın içinde kaybolmuÅŸ gibi hissettirir. MaÄŸara’dan çıkıp ışığa kavuÅŸulan ilk an. Sequence Part 1’in gölgesi A Priori’nin rüyası!

PASSAGE

 

 

​

Kapalı bir kutudan çıkarılan bir kendinin kayboluÅŸudur artık dışarıda olan, özgürce dolaÅŸan. Gizemin dokusuna bürünmüÅŸ bir yolcu, arayışın bulduÄŸu. Bilinmezliklerin kucaklayıcı sularına doÄŸru yelkenini açıp bulunmamayı bekleyen telaÅŸsız bir akış. Her adım, bilinmeyenin derinliklerinde yankılanıyor. Ardında iz bırakmadığı bir patikanın yolcusu. Gerçekte taşıdığı izlerden habersiz olacak kadar kaybolmuÅŸ. Sıradanlığın dışına taÅŸan bir sürrealist baÅŸlangıcı temsil ediyor. Kimse aramıyor, bekleyen yok, ancak kendi labirentlerinde kaybolmuÅŸ bir döngünün heyecanını yaşıyor. Bu sessizlik, kelimelerin arasında saklanmış, karanlık bir dokuyla çevrili aydınlık bir gerçekliÄŸin içinde kaybolmuÅŸ.​ Adımları, bilinmeyenin sınırlarını zorlayan bir sinyal gibi yankılanıyor, her iz bıraktığı yerde yeni bir hikayenin baÅŸlangıcı doÄŸuyor ve ölüyor. Kendinden baÅŸka bir ses duyamayacak kadar kaybolmuÅŸ... Sequence Pt.1’in rüyası, Sequence Pt.2’nin gölgesi. Bulunmamak zamanın içinde, bir zaman yolcusu gibi pasajın sonuna doÄŸru yürürken.

DIASPORA

 

 

 

Bir düzlemde paralel tutabilmek bedenini, yüksekten düÅŸen bir direncin yansıması gibi. Bir silüet sadece gördüÄŸün, gerçekliÄŸi ise hissedebildiÄŸin kadar. Umut zamanın gölgesinde izini sürercesine varlığını hissettirir. Bir figür gibi karşında durur. YüzleÅŸmek için adımlarını cesaretle atan bu figür, olabildiÄŸince gerçek olmayı hayal eder. Hislerin en yüksek doruklarına tırmanırken,  bir düÅŸüÅŸ onu gölge gibi takip eder. Bir daÄŸ parçasının kubbelerine tırmanırken umut baÅŸ döndürücü bir ışıltıya ve sonsuz bir akış halinin hayaline kapılır gibi kendi içinde kaybolur. Ancak bu görkemli yükseliÅŸin biricik bir anı bile dönüÅŸtürebileceÄŸi bir düÅŸüÅŸü saklar içinde. Rüyada kanatlandığında hissedilen özgürlük gibi. Rüyaların gerçekle yüzleÅŸtiÄŸi noktadır umut. OlabildiÄŸince en yükseÄŸe tırmanırken, karanlık bir girdabın çekimine kapılır. Çünkü her ışığın ardında bir gölge gizlidir,  her coÅŸkulu yükseliÅŸin gölgelendiÄŸi bir düÅŸüÅŸ gibi. Ä°ÅŸte o an düÅŸlerin kırılganlığıyla yüzleÅŸirken yıldızların parıltısı gözlerinin önünde solar. Ancak rüyaların gerçek bir sonu yansıtmadığı gibi, bu düÅŸüÅŸ de sadece bir baÅŸlangıçtır. Çünkü en karanlık gölgelerin ardında bile umut filizlenir, yeniden doÄŸar ve en parlak zirvelere tırmanır. Ä°mkansız olsa bile yine de mümkün olmayı hatırlatır sana, ne kadar gerçekleÅŸtiÄŸi önemsiz bir his gibi takip eder gölgeyi. Ve hep belirsizlikle çevrili, bilinmezliklerin arasında yürür adımların, izini bile kaybedercesine. Ancak bu belirsizlik, umudun kaynağıdır. Yolculuk burada deÄŸiÅŸimini gerçekleÅŸtirir. Anlam tüm bedene bir iksir gibi dolmaya baÅŸlamıştır.

STATUS QUO

 

 

 

Zihnin sessizliÄŸi, bazen içsel bir çığlık kadar yüksek olabilir. YolculuÄŸun dışında kalan sezgisel bir beden, içine atılmak için sabırsız bir ruh taşır. Durmak kadar durulmak için, ve ne kadar yol aldığını görebilmek için açılan gözlerin bakışları sonsuzluÄŸu arar. Beden, sessizlik ve duraÄŸanlık ile beraber bir yolculuÄŸa çıkmıştır. Dingin bir göl gibi durulmuÅŸ bekliyordur. Yansıttığı her ÅŸeyi berrak bir ÅŸekilde görebiliyorken suyu bulandıracak bir taÅŸ atmak içsel dengeyi bozmak, huzuru sarsmak gibidir. Her bir sıçrama, gölün yüzeyinde yankılanan bir çalkantıya dönüÅŸür. Berraklık yerini bulanıklığa bırakır. Taşın suya düÅŸmesiyle beraber yansıyan manzara bozulur. YolculuÄŸun her süreci bir öÄŸretinin bilgeliÄŸi gibi olsa da, onu bulmak için yeterince yol alamadığının farkındalığıyla sarsılır. Yeryüzünde bir ileri bir geri giden ayakların rastgele dansı, yaÅŸamın döngüsünün bir ritmidir. Her adım, her ritim zamanın akışıyla uyumlu bir ÅŸekilde ilerlerken, yaÅŸamın karmaşıklığını ve aslında ne kadar rastgele oluÅŸunu anlatır.  Artık zaman, sadece akıp gitmiyor, aynı zamanda derinliklerde anlam kazanıyor ve düÅŸünceler bir koza gibi örüyor yuvasını. Her iplik, yolculuÄŸun bir sürecini taşırken, geçmiÅŸten geleceÄŸe uzanan bir iz bırakıyor. Dingin göl, zamanla ve yavaÅŸça çökmüÅŸ kendi yansımalarında kaybolmuÅŸ gibi. Her bir yansıma, bir anın ölümsüz kalışını hatırlatırken, aynı zamanda sancıları ve sanrıları hatırlatıyor. Sessizlik, bir ağıt gibi kulaktan kulaÄŸa yayılıyor, bekleyiÅŸin içinde.

VACILANDO

 

 

 

Durmaksızın daralan bir yolda ilerlerken bedenin, ruhun için geniÅŸlemenin ne olduÄŸunu öÄŸrenirsin. Uçmak gibi, sonsuz bir yükseliÅŸi her hücrende. Uzaklarda bir nokta halinde görünür yolun sonu, bilinmez bir gerçekliÄŸin içinde. Kıvranışların içinde duran düz bir çizginin sıkıcılığıyla uzlaşıyor sanki tüm yollar. Arayışın içindeki o devinim kök salıyor. Küçücük bir filizin topraktan ayrılıp gün yüzüne çıkışı gibi tüm kaçışlar. Hem topraÄŸa hem gün yüzüne bakan bir varoluÅŸun kaçışı nasıl olabilir? Bir baÄŸ incecik, seninle dünya arasında. Kopmaya özgü bir baÄŸlılık aslında. Parçalanmak ve birleÅŸmek için bir hücrenin içinde. DüÅŸüncelere dalmış bir çeper etrafında sarılı. Zamandan bağımsız bir gecikmiÅŸlikle. O arayışın içinde kalan illüzyonların keÅŸif aldanışını kimse bilemeyecek oysa. Kaybolurken, kayboluyorlarken tam tersine geniÅŸlemek, bir başına. Yollardan bağımsız bir kayıp olmak, hiç bu kadar sakin ve çabasız olmamıştı. GerçeÄŸe doÄŸru kaybolan bir aidiyet bu, bedeninin simetrisi gibi bir yansıma ve dışına çıktığında bir hayalin.

GerçekliÄŸine bir adım daha uzanmayı öÄŸrendin. Åžimdi bırakmak, tüm tutunuÅŸları. Sırf merdiven senin diye, trabzanlardan kaymayı huy edinemediÄŸin bir yoldasın. Bırakmak ve bulabilmek. Algının anında “an” olmak, olabilmek. Bir okyanusun derinliÄŸinden çıkıp gelebilmek gibi, huzursuz ve umutlu!

PERSONA NON GRATA

 

 

 

 

Hiçbirisi sen deÄŸil, gördüÄŸün hiçbir ÅŸey de sana ait deÄŸil. Ayaklarının yeryüzündeki devinimi rastgele yürümek ve koÅŸmak aslında. Parmak uçlarında gezindiÄŸin yeryüzünün kaygılı bir dansı gibi bu devinim. Kendi varlığından uzaklaÅŸtıkça, aidiyetsizlik rüzgarında savrulan bir yaprak gibi hissedersin. Ne yeryüzü seni tanır, ne de sen yeryüzünü. Her adımda, her devinimde biraz daha kaybolur insan. Bu uçsuz bucaksız yolculukta, aidiyet duygusu bir hayal gibi belirir ve kaybolur. Uçmak, her ÅŸeyden soyutlanıp evrenin bilinmezliÄŸine karışmak demek. Ruhun, sınırlarından kurtulup özgürlüÄŸün derinliklerinde dans ederken, zaman ve mekân anlamını yitirir. Ä°ÅŸte o zaman, belki de hiç kimseye ve hiçbir yere ait olmamanın hafifliÄŸiyle, gerçekten var olmanın ne demek olduÄŸunu anlarsın. Ancak bu özgürlüÄŸün içinde, ayrıksı duran çok ÅŸey vardır. Ä°nsanın varoluÅŸunun özündeki yalnızlığa oldukça benzer. VaroluÅŸun, baÅŸkalarının dünyasında bir gölge gibi süzülür. Yabancısın her yere, her yüz sana kapalı bir kapı gibi. Kimsenin aramadığı, kimsenin beklemediÄŸi bir hiçlikte gibisin. Kendi evreninde kaybolmuÅŸ, iz bırakmadan yürüyen bir hayalete dönüÅŸürsün. Belki de bu, varlığının en acımasız gerçeÄŸidir. Ama iÅŸte tam da bu aidiyetsizlikte, kendi içindeki derinliÄŸi ve evrenin sınırsızlığını keÅŸfedersin. Ve belki de bu, en özgür halindir. Bu aidiyetsizliÄŸin dansında, her adım bir ritüeldir. Parmak uçlarının hafifliÄŸinde, ruhunun derinliklerinde yankılanan hislere kapılırsın. Bir adım ileri, iki adım geri, zamansız ve mekânsız bir vals gösterisinin içindesin. Her dönüÅŸte, her sıçrayışta kendine biraz daha yakınlaşırsın. Yeryüzü bir sahne olur, sen ise bu sahnede yalnız bir dansçısın; kendine ait olmayan, ama her ÅŸeye dokunan bir figür.

 

Aidiyetsizlikle sarmaÅŸ dolaÅŸ olan bu dans, seni kendinle yüzleÅŸtirir. Her zarif eÄŸiliÅŸte içindeki boÅŸluÄŸu keÅŸfeder, o boÅŸluÄŸun içinde kaybolurken aynı zamanda kendini bulursun. Senin olmayan dünyaların arasından süzülürken, hiçlikten doÄŸan bir özgürlüÄŸü yaÅŸarsın. Ve bu özgürlükte, evrenin sonsuzluÄŸu ile bütünleÅŸir, ruhunun sınırsızlığını kucaklarsın. Ä°ÅŸte bu anlarda, aidiyetsizliÄŸin dansında evrenle bir olmanın ne demek olduÄŸunu idrak edersin. Kendi yalnızlığında, kendinle ve evrenle barışık, istenmeyen bir gerçekliÄŸin kuÅŸkusuz bir hayalisin burada.

QUERENCIA

 

​

​

Bir varış ve durak. Sabrın ve bekleyiÅŸin sonunda gelen huzurun tadına bakarken, bir kayanın içinde hapsolduÄŸunu fark edemediÄŸin bir karmaÅŸa. Arayışın sonuna doÄŸru yaklaÅŸtığında her ÅŸey anlamsızlaşır, kendine bulmaya çalıştığın anlamlar içinde olan kayboluÅŸun bir kaya gibi etrafını sarar. Tam hız akan bir kanyonda çıplak elle balık tutmak gibi. Varamamak, görememek ve bulamamak.

A POSTERIORI

Kapanış konuÅŸması. Zihninin içindeki Diaspora döngüsündeki kayboluÅŸunun manifestosu. Dönüp dolaşıp vardığın yerin hiç deÄŸiÅŸmediÄŸi, aynı kayboluÅŸun göstergesi olan bir varoluÅŸ, bitiÅŸ.

​

​

​

​

​

​

bottom of page